-
1 katmak
katmak <- ar> v/t hinzufügen (-e zu D); zusetzen, (Wasser) zugießen (-e zu D); Schafe treiben (-e zu D); jemandem Schutz beigeben; Tiere paaren;birbirine katmak gegeneinander aufhetzen;kendini katmak sich einmischen (in A) -
2 katmak
-
3 katmak
(katar)В, Д1) прибавля́ть, добавля́ть, присоединя́ть; приме́шивать, сме́шивать тж. перен.sirkeye su katmak — доба́вить воды́ в у́ксус
sen kendini katma! — ты себя́ не вме́шивай!
2) заставля́ть сле́довать; гнатьkuzuları sürüye katmak — погна́ть ягня́т в ста́до
önüne katmak — гнать впереди́ себя́
kafileye muhafız katmak — приста́вить охра́ну к отря́ду
◊
birbirine katmak — натра́вливать одного́ на друго́го, восстана́вливать одного́ про́тив друго́го◊
bire on katmak, bire bin katmak — си́льно преувели́чивать; де́лать из му́хи слона́ -
4 katmak
-i, -e1) прибавля́ть, добавля́тьon liraya iki lira daha katmak — к десяти́ ли́рам доба́вить ещё две ли́ры
sirkeye su katmak — разба́вить у́ксус водо́й
2) приобща́ть кого-что к кому-чемуkuzuları sürüye katmak — погна́ть ягня́т в ста́до
kafileye muhafiz katmak — приста́вить охра́ну отря́ду
•• -
5 katmak
добавлять, подмешивать, прибавлять, примешиватьİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > katmak
-
6 katmak
кушу -
7 katmak
v. add, join, annex, mix, adjoin, affiliate, ally, append, include, incorporate, inosculate, integrate, interpolate, load, mingle, number, put in, run in, superadd, tack, tinge, weave* * *1. add 2. annex 3. insert -
8 katmak
li hevxistin--------telêkirin--------tevlê kirin -
9 katmak
-
10 katmak
хэгъэхъон, зэхэлъхьан -
11 katmak
ενσωματώνω, εντάσσω -
12 katmak
أضافضم -
13 katmak
1. أضاف [أَضَافَ]2. ضم [ضَمَّ] -
14 katmak
"to add; to mix in, to mingle; to incorparate, to include; to count sb/sth in; to send with; to annex" -
15 katmak
"/ı, a/ 1. to add, mix in. 2. to send with. 3. to annex (something) (to). 4. to mate (a male animal) to (a female); to turn (a male animal) into (a flock). " -
16 katmak
qatmaq -
17 pişmiş aşa soğuk su katmak
-
18 pişmiş aşa su katmak
= pişmiş aşa soğuk su katmak испо́ртить почти́ зако́нченное де́ло -
19 hesaba katmak
v. take into account, consider, count, regard, take account of, allow, make allowance for, bargain for, figure on, reckon among, reckon in, reckon with--------hesaba katmak (zarar)v. set off -
20 toprağa yeşillik katmak
toprağa yeşillik katmak (gübre)v. plough back, plow back
См. также в других словарях:
katmak — katmak, karıştırmak; katılaşmak, sert olmak; mihnete ve s ıkıntıya düşmek, yorulmak I, 205, 432, 440, 467; I I, 295 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
katmak karmak — katmak, karıştırmak. I, 432 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
katmak — i, e, ar 1) Bir şeyin içine, üstüne veya yanına, niteliğini değiştirmek veya niceliğini artırmak için başka bir şey eklemek, karıştırmak, ilave etmek Sirkeye su katmak. 2) Bir araya getirmek Fadime, bu yavru bolluğu arasında kuzuları çocuklara ve … Çağatay Osmanlı Sözlük
renk vermek (veya katmak) — 1) çamaşır rengi solmak 2) neşe, canlılık veya değişiklik kazandırmak O bunu dostuna duyduğu hayranlığa yeni bir renk katmak sevinci ile yapıyordu. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
bire beş katmak — bire bin katmak Rahmi nin neyi var neyi yoksa özellikle de son zamanda aldıklarını, bire beş katarak sayanlar ... çıktı. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
boyut katmak — başka veya yeni bir görüş açısı vermek, genişlik, kapsam ve içerik kazandırmak Aylak kişiliğine tutarlı bir boyut katar. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
çeşni katmak — değişik bir katkı yapmak Varlığa yepyeni bir çeşni katan yepyeni bir ulus yaratacağım sizden. T. Oflazoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
pişmiş aşa (soğuk) su katmak — yoluna girmiş olan bir işi bozmak Biz olanca gücümüzle Batılılaşmaya çalışırken senin bu düşüncelerin pişmiş aşa soğuk su katıyor. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
birbirine katmak — 1) aralarını açmak, aralarını bozmak, olay çıkarmak 2) karıştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
geceyi gündüze katmak — aralıksız, gece gündüz çalışmak, büyük çaba göstermek ... başaramayacağı kadar çok işlerin altına girmekten çekinmedi, geceyi gündüze katıp çalışmaya başladı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortalığı birbirine katmak — kargaşa çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük